İnfazın durdurulması, hukuk sistemimizde önemli bir yere sahip olan ve cezanın infaz sürecinin geçici olarak askıya alınmasını ifade eden bir karardır. Bu karar, hükümlünün temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük önem taşır. Hukuki süreç içerisinde, mahkeme tarafından verilen cezanın infazı durdurulurken, yargılama sürecinde yeni değerlendirmeler yapılma imkanı doğar.
İnfaz durdurma kararı ile birlikte hükümlünün mevcut durumu yeniden değerlendirilir ve bu süreçte cezanın infazı askıya alınır. Bu durum, özellikle hukuki hataların düzeltilmesi ve adil yargılanma hakkının korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. İnfazın durdurulması kararı verilen hükümlü veya tutuklu, başka bir suçtan cezası bulunmuyor ise derhal tahliye edilir. Bu durumda yeniden yargılamanın önü açılmış olacaktır. İnfazın durdurulması kararı denetimli serbestlik aşamasında verilir ise, imza atma yükümlülüğü, yeni karar ortaya çıkana kadar ortadan kalkar.
İçerik
İnfazın Durdurulması Şartları
İnfaz durdurma kararının verilebilmesi için belirli hukuki ve maddi şartların oluşması gerekmektedir. Öncelikle, temyiz veya istinaf başvurusu gibi kanun yollarına başvurulmuş olması önemli bir şarttır. Yargılamanın yenilenmesi talebi de infazın durdurulması kararı verilebilmesi için geçerli bir sebep olarak kabul edilir.
Hükümlünün sağlık durumunun cezaevi şartlarında yaşamasına engel teşkil etmesi durumunda da infazın durdurulması kararı verilebilir. Bu değerlendirme, tıbbi raporlar ve uzman görüşleri doğrultusunda yapılır. Ceza infazının fiili imkansızlık nedeniyle gerçekleştirilememesi durumunda da benzer bir karar söz konusu olabilir.
İnfazın Durdurulmasına Kim Karar Verir?
İnfaz durdurma yetkisi, yargı sistemimizde farklı mercilere tanınmıştır. Bu yetki öncelikle hükmü veren mahkemeye aittir. Bununla birlikte, infaz hakimliği de bu konuda yetkili merciler arasındadır. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi gibi üst yargı organları da kendi inceledikleri dosyalar bakımından infazın durdurulmasına karar verebilirler.
Anayasa Mahkemesi‘ne yapılan bireysel başvurular neticesinde de infazın durdurulması kararı verilebilir. Bu durum, temel hak ve özgürlüklerin korunması açısından önemli bir güvence oluşturur. Hukuki değerlendirme sürecinde, ilgili merciler detaylı bir inceleme yapar ve kararlarını gerekçeleriyle birlikte açıklar.
İnfazın Durdurulması Dilekçe Örneği
Dilekçe Örneği:
Bulunduğunuz x Ceza Mahkemesine
Konu: İnfazın Durdurulması İstemi
Esas – Karar no:
Açıklama: x ceza mahkemesinin … esas sayılı ve … sayılı kararının xxxx bölge adliye mahkemesi tarafından bozulması üzerine sanık ….’ın bu dava dosyasının yargılaması sonucunda cezaevinde olması nedeniyle 5275 sayılı infaz kanununun 4. maddesi uyarınca mahkumiyet hükümleri dosyanın kesinleşinceye kadar infaz olunamayacağından, dosyada sanık sıfatıyla halen cezaevinde bulunan tarafın sıfatının ortadan kalkması nedeniyle infazın durdurulması kararının verilmesi arz olunur.
İnfazın Durdurulması Nereden İstenir?
İnfaz durdurma başvurusu, hükümlünün durumuna ve davanın aşamasına göre farklı mercilere yapılabilir. Öncelikle hükmü veren mahkemeye başvuru yapılabilir. Bu başvuru, doğrudan mahkeme kalemine yapılabileceği gibi, avukat aracılığıyla da gerçekleştirilebilir.
UYAP Vatandaş Portalı üzerinden elektronik ortamda da başvuru yapılabilir. Bu sistem, başvuru sürecini kolaylaştırır ve hızlandırır. Cezaevinde bulunan hükümlüler, cezaevi idaresi aracılığıyla da başvurularını gerçekleştirebilirler. Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvurular da kabul edilir ve ilgili mercilere iletilir.
İnfazın durdurulması talebi üzerine, yetkili merci tarafından kapsamlı bir inceleme yapılır. Bu süreçte, talebin dayandığı sebepler, sunulan deliller ve hukuki gerekçeler detaylı şekilde değerlendirilir. Hukuki sebeplerin yeterli görülmesi halinde, infazın durdurulmasına karar verilir ve bu karar ilgili taraflara tebliğ edilir.
İnfazın durdurulması kararı verildikten sonra, hükümlünün durumu yeniden değerlendirilir ve gerekli işlemler yapılır. Bu süreçte, hükümlünün haklarının korunması ve adil yargılanma ilkesinin gerçekleştirilmesi esas alınır. Gerekçeli kararın tebliği ile birlikte, tarafların itiraz hakları da başlar.